Home » » 23 Mart 2007 CumaBric Gecesi

23 Mart 2007 CumaBric Gecesi

CumaBriç çıkartması - D Day


Geçtigimiz Cuma gecesi, saatlerin 20:00 'i gosterdigi anda, kendi mekanlarından çıkıp her bir koldan buluşma noktasinaakın eden CumaBriç üyeleri Farukgiller konağının bahçesindeki masanın etrafinda çoktan yerlerini almışlardı ve Halim ile Faruk'un zaten derinlemesine ele aldiklari sohbetlerin detaylarina kendi katkılarıyla nüfuz etme çabasına girmişlerdi bile.

Teknik adamlara yakisan boylesine keskin dakiklik ancak Ittifak devletlerinin Alman harbinde son darbeyi vurma cabasiyla baslattigi Normandiya cikartmasinin askeri planlarinda gorulmustur. CumaBric ekibinin kendi hazirliklarina iki saat oncesinden baslamasinin duyarliligi hic bir karsilastirma kabul etmeyen yuce bir harekettir. Her ikinci Cuma gunu CumaBricuyeleri icin ayri bir hucum ayri bir cosku ve zafer gunudur. Yani Normandiya cikartmasi tarihe nasil D-day olarak gectiyse Cuma geceleri de CumaBric uyeleri icin bir baska D gundur. Boylesine celik dimag ve taviz vermeyen bir karakter gerektiren CumaBric uyeligi bu gordugunuz Internet sitesi sayesinde gun be gun tarihin yapraklarina delilleri ile birlikte sunulmaktadir.


Insallah gelecek nesiller Turk kultur ve degerlerinin yasatilmasi icin verilen bu onurlu cabayi takdir ve tebrik ile anacaklardir. Kalbimiz mustarihdir ki gelecek kusaklar bizim icin "Bu adamlar iyi niyetli insanlardi fakat Bric oyamayi bilmiyorlardi" diyeceklerdir belki ama asla ve asla "Turk kulturunu oralarda
yasatmamislar" diyemeyeceklerdir.

Iste CumaBric'in simgesi oldugu bu aydinlar hareketinde zurnanin dut dedigi nokta da burasidir. Mesele, dusunur suratli ifadelerle ya da ciddi ve kati tavirlarla Bric oynamak degil, Bric'e Turk'e ait sosyal bir yapi katabilmenin mucadelesidir. CumaBric'in aydin kitlesi bunun pratigini 1999 yilinda baslatmistir. Dikkatinize sunarim, burada 8 yillik bir gecmisden bahsediyorum. Sekiz yil once dogan bir bebek bugun internete baglanip meshur "World of WarCraft" oyunu oynayan afacandir. CumaBric boylesine saglam goruslerle ortaya cikmis, dayandigi ilkeleri sayesinde bugune kadar ayakta kalabilmis bir olgudur. Ve gun gectikce bu hareket daha saglam temellere oturmaktadir. Hareket kendi ust yapisini da guclendirmek icin evlerinin catisini Titanium ile katlatmak veya katlatmamak tartismasini bile gundemine almistir.

Alt yapi da hic goz ardi edilmemis ve hatta kanalizasyon ya da yagmurlarla catidan toplanan artik yani kirli suyun tekrar devreye girmesi(recycle), damitilip ve buharlastirilip icme suyu olarak kullanilmasi projelerini hayata gecirmek icin metre kuplerce su tasiyan su tanklari satin alinmistir.

23 Mart 2007 tarihin de yapilan toplantinin icerikleri saymakla bitmez. Sayin konsolosumuzla birlikte ayrica Is dunyasinin sayili isimleri, Universitelerden doktorlar ve Profesorler, muhendisler gurubundan olusan bir ekip bu toplantida yerlerini aldilar. Getirilenler ve evden ikram edilenler ile birlikte ortada bir tek kus sutunun eksik oldugu farkedilmis olsa da bunu dile getirmenin bir ukalalik olacagi bilindiginden bu durum kimse tarafindan acikca beyan edilmedi.

CumaBric uyeleri gundemi olusturan konular uzerine gorus alis verisi yapmaya hep hararetle baslardi. Daha sonra bu durum kendisine "Encyclopaedia Britannica" sifati yakistirilan Halim'in diger uyelere sundugu on ya da onbes dakikalik yogun icerikli seminerlere donusuverirdi. Bu aksam olan da bundan
farkli degildi. Halim Nano teknoloji ve uygulamalari uzerine aciklamalarda bulundu. Gecen sefer yapilan toplantimizda ise Kuresel Isinmanin bilinmeyen taraflarini yani tabiri caizse perde arkasi durumlarini aciga cikarmis, bizlere kendini agzi acik dinlettirmisti. Nukleer enerjinin faydalari zararlari, hukumetleri karar almaktan alikoyan masraf durumlari, komur kullanimi ve atmosfere etkileri, ucuzlugu, bollugu, dunyanin komur kaynaklarinin gelecek 300 yil boyunca ihtiyaci rahatlikla karsilayacagini falan ogretmisti bize.

Efendim, CumaBric'de tartisma konulari suru sepet, fakat ortaya atilan gorusler de genellikle fikir birligi olustugu icin ancak bir iki taneyle sinirliydi. Gerci Turkiye'deki gazete yazarlarinin hangilerinin bizim kendi andici'mizda yer alacagi konusunda tam bir kaos yasadiysak da olayi bir sonuca baglayamadan kisisel tercihlere biraktik.

Dun aksamin en atesli konulardan biri YOK'un hala daha nasil olup da kimsenin ondan memnun olmamasina ragmen varligini surdurebildigi uzerineydi. Yapilan tartismalar sonucunda ortaya cikan sonuc su oldu: Siyasi partiler ve hukumet, YOK'un elindeki yetkileri elbet birgun gelir bizim de isimize yarar diye degerlendiriyorlardi. Hic olmamasindan sa oldumu da kaymakli tarafindan olur varsayimiyla isler al gulum ver gulum misali kendi raylari uzerinde yoluna devam ediyordu. Ve hatta buna benzer bir durum buyuk ihtimal ile ara sira gundemi isgal eden Hukumet ile Asker arasindaki demecler savasina ragmen
sanki perde arkasinda her ikisinin de gorus birligi icinde davrandiklarina dair de soylenebilirdi.

Sonra konu geldi Turkiye'de Universite hocalarinin maasina, oradan da ogretim uyeleri ile Universite kadrolarinin maas azligi nedeniyle isleri yavastan alan vurdum duymaz tavirlarina, sonra sirasiyla Turkiyede bir yabanci dusmanligi ya da korkusu olduguna, Turkiye'ye gelen firma ya da kurumlarin sanki Turkiye'nin altini oyma, sosyal dokusunu parcalama yarisi icinde olduguna dair inanislarin cokluguna, gazetelerin yalan haberlerle kendi istekleri dogrultusunda komu oyu yaratma calismalarina, ve daha sonra Turkce'nin gittikce ikinci dil gibi kullanilmasina, hatta bu konuda yazili ve yazisiz basinin at basi yaristigina, nasil olup da insanlarimizin boylesine rahat ve kolaylikla yabanci kelimelere teslim olduklarina, Istanbul Belediye baskaninin Piyer Loti'den "en guzel bir destinasyon " diye
bahsettigine, insana bu sekilde konusarak 'pehSuphanAllah' cektirdigine, ingilizce kelime sokusturmanin bile bile ve kasitli olarak yapildigina, Ataturk doneminde baslatilan Gunes Dil calismalarinin bir ara tamamen dayanaksiz iddialara kadar isi goturdugune, mesela Amazon nehrinin adinin aslinda "Amma
Uzun" lafindan turedigine dair Turk dili bilginlerinin sahip oldugu inanca, sonra Ataturkun bu ise son verip calismalari rafa kaldirdigina, Ataturk doneminin bir daha geri gelemeyecegine, Ataturk olmeseydi Turkiye'nin dunyadaki yerinin nasil bir degisim gecirebilecegine, hatta Ikinci dunya savasi baslamadan once Ataturk'un Ingiltere ve Fransa ile ittifaklar kurma calismalari yaptigina, sonra yine Ataturk'un ikinci dunya savasi uzerine ortaya koydugu kehanetine ve savasin cikacagini savasin cikmasindan bes alti yil once bir mulakat ile Time dergisinde Amerikali General Mc Arthur'a anlattigina, ve bu savasta Almanya'nin Avrupanin kaderi uzerinde nasil soz sahibi olacagini bildirdigine, ancak Amerika'nin yardimi ile Avrupa'nin kurtulacagini dile getirdigine, hayir hayir aslinda acikca gozler onune serdigi icin aklinin ustunlugune duydugumuz saygiya, Ataturk'un olmesine yakin yillarda Inonu'yu yonetimden uzaklastirip yerine Celal Bayar'a destek verdigine, Ataturk oldukten sonra Onun resminin bazi Turk paralarindan cikarildigina, Almanya'da Hitler basa gecince, Inonu'nun de kendisini Milli Sef, Ataturk'u de Ebedi Sef ilan ettigine, bu unvanlarin Fuhrer unvani ile cakistigina, Savasin cikmasi ile ortaya cikan yeni dunya dengelerine, daha sonra Yavudi'lerin hemen her olur olmadik Hollywood filmlerinde kendilerinin varligini hissettirdigine, mesela garson olarak servis alan bir adamin alakasiz bile olsa
basinda Yavudi'lere has takke ile goruldugune, oradan baglanti yaparak aslinda dunyayi yoneten zengin bir gurubun olduguna ve bu gurubun icinde Yavudi'lerin cokluguna, 'conspiracy' teorilerine, 9-11 oldugunda Pentagon'a dustugu soylenen ucagin aslinda bir roket olduguna, hatta ogun o ucagin ucus
numarasi ile iki ayri ucagin havalandigina, bu tur bilgilerin kaynaginin da www rense dot com'dan yayin yapan bir internet sitesi olduguna, Erden'in bu siteye yaptigi taramalarda acayip bilgilere ve alternatif bakis acilarina yer verildigine sahit olduguna ve bu yuzden Erden'in herkese bu siteye bir goz atmayi tavsiye ettigine,oradan donup dolasip birseyler yemek icin mola verilmesine fakat bunun ancak bir iki dakika ile sinirli kalip aynen tartismalarin kaldigi yerden devam etmesine,caylarin icilmesine, sigaralarin yakilmasina, saatlerdir haril haril yanan mangalin ustunde kestane bombalari patlatmaya, sislere dizilmis sucuklari atesin ustunde evirip cevirmeye ve yaglarini akitmaya, atesin ustune dusen yagin yanmasi ile olusan kokulu dumandan kacacak yer aramaya ve en nihayetinde de tuzlulari yedikten sonra midelerimizde hala daha dondurma ve asure tatlilarina yer kaldigini gormekten dolayi yasadigimiz hayretlere gelmisti sira.

Iste boyle hep yedik hep konustuk, tantana bol oldugu icin lafi birbirimizin agzindan kapma yarisina basladik. Galiba Mehmet bu konuda biraz egitimsizdi, Sonunda dayanamayip "yetti lan" deyip kendini ortaya atti. Lafin ucundan tutmayi basardi.

Arasira Bric oynadik, Bes takim oldugu icin oyunlari hizli tuttuk. Bu konuda bir yontem gelistirip, herkese birer zon baglattik. Fotograflarda da goreceginiz gibi 33 puanli bir partide As ve Papaz'in sayilarini ortaklar karsilikli deklare ile bulamadigindan isin kolayini tonton ninelerin yaptigi gibi "Eee.. daha daha neler var ayol" turunden hatir sormalarda buldular. Ve puan bolluguna ragmen oyunu "neme lazim, seytan dodurur" korkusuyla Silem ile actiktan sonra Grand Silem ile bitirdiler. Galiba bundan baska da pek bir "Olay Haber" olmamisti oyunlarda. Herkes yiyecegi sucuk ve asureleri hayal edip duruyordu. Nedense artik oyunlarda kimin kazanip kimin kaybettigi onem tasimaz olmustu. Bric gecelerinin sohbet tarafi daha agir basiyordu. Su fotograflara bakin da neden oyle olduguna siz karar verin. Benim soyleyecek sozum kalmadi artik...

Toplantidan Fotograflar

Asurenin hasmeti

































































































Iste O 33 Puanin masaya serildigi an




























































Ayakustu sohbet. Konsolos Turgut bey Ekrem ve Erden beyler ile mangal isiyle mesgul gorunuyorlar




















CumaBric Meclisi: Soldansaga sirasiyla uyelerin adlari:

Ekrem, Halim, Celal, Tonguc(yuzu donuk), Ibrahim (geri planda), Mehmet, Guven(arkasi donuk),

Bulent(geride ayakta), Erden, Turgut, Faruk(on planda ayakta) beyler

fotografi ceken ise Turker bey





















Ayni meclisin bir baska acidan gorunumu..    Yakin planda Tonguc ve Guven beyler


















Cizir bizir..!    Dumanlidir bugun basim, of aman oofff...!

0 comments:

Post a Comment

 
Copyright © 2013. CUMA BRIC FORUM - Bu sitede yayinlanan hikayeler kopyalanamaz ve baska bir yerde izinsiz basilamaz.