Home » » 21 Ekim 2005 CumaBric Gecesi

21 Ekim 2005 CumaBric Gecesi

Artiz PAMUK ve Ordinaryus TATLISES  - Bir Yesilcam Filmi
 
Farukgiller'in konagina vardigimda bizim grubun hemen hemen hepsi zaten coktan varmisti bile. Hos geldin bes gittin faslindan sonra kartlarin cekilmesi yapildi, ortaklar birbirini buldu, bazisi sevindi digerleri kaygilandi, ilk grub oyunlara vakit gecirmeden basladi, digerleri disarida masa basinda tahmin edeceginiz uzere vatan kurtarma operasyonuna basladi.
Bu gecenin malzemesi bol oldu. Icinde, Ask vardi, macera vardi, kan vardi, huzun vardi, mahkeme vardi, kotu adam vardi, kahraman vardi. Hepsini bi araya getirince baktimki gorunen tam bir yesilcam filmiydi. Gosterilse gise rekorlari kirabilirdi. Butun 'baba' aktorler icindeydi. Gerilim ve heyecanin en iyi yansitildigi bir kareler serisiydi. Kurtlar Vadisi'nden daha fazla suksesi olabilirdi. Yarattigi toplumsal dalga ile nesiller boyu sozu edilirdi.

Simdi lafi uzatmayayim... Buyrun ben anlatayim, siz de olaylari gozunuzde canlandirin.

ASK
Bu ask, asklarin en buyugu. Bu ask Vatan Aski. Millet ve Turk'luk aski. Eski guc ve buyukluge yeniden kavusabilmenin hasreti, sevdasi. Fena halde yurek yakan bir ask bu. Cunku, karsiliksiz bir ask. Sevsek de yersek de Onsuz yapamayacagimiz huzunle dolu icden ice bizi kemirip bitiren bir ask. Uzandikca bizden kacan, olmadik yerde karsimiza cikip cilveleriyle umitlendiren, kiskandiran, beynimize saplanmis bir ask. Onun layik oldugu en iyiyi biz biliyorduk, en guzelini biz sagliyorduk, en olurunu biz yapiyorduk, Bizden baskasi onu anlayamazdi, Onun yolu bizim isaret ettigimiz yoldu. Onu bizden baska kimse bukadar cok sevemezdi.
iste bu tur bir ask ile dolu olan bizler asagida aktardigim durumlar ile gecenin akisini da belirlemis olduk.

MACERA
Ekrem Turkiye'den yeni donmusdu. Iki aya yakin Turkiye'deydi. Antalya basta olmak uzere bir cok ili gezmisti. Gordukleri ve yasadiklari onu memnun etmemisti. Bagkur ile olan iliskisinin on yil once kesildigini ispatlayabilmek icin ortaya doktugu evrak ve dokuman yeterli olmasina ragmen bazilarini buna bir turlu inandiramamisti. En sonunda "bu is kaca kapanir buyrun pazarlik edelim" tekliflerine boyun egmisdi. Tam bir hafta boyunca bir daireden digerine dolanip durmasi tam bir maceraydi Ekrem icin. Sonunda 50 YTL'ye isi baglamisti. Gerci sonunda devlet ona borclu ciktiysa da devlete duydugu ask ile onu da devlete bagislamisti. Parada hic gozu yoktu. Yeter ki bu iskence biran once bitsin diyordu. "Seni uzaktan sevmek asklarin en guzeli" sarkisini mirildanarak donus ucagina binmisti. Bu ne bicim kalkinma deyip sevdigine sitem ediyordu. Insanlarin yillar yili ayni aliskanliklar icinde kisir dongu yarattigini soyluyor ve bu gidisle iki arpa boyu yol alinamaz diyordu, Ibrahim olayin arkasinda yatan nedenlere filozofca yaklasmaya calisti ama Ekrem bunlari benim kulahima anlat dedi, ben gorup yasadiklarimi aktariyorum, teori yapmiyorum dedi, Bu insanlar Avrupa Birligi'nde hic bir varlik gosteremez dedi, tembellik ile kim ne basarmis ki dedi, Ibrahim meselenin tembellik degil icinde yasanilan zaruretler oldugunu dile getirdi, Ekrem dortyuz bin dolarlik apartmanda oturan birinin ictigi cayi balkondan asagi dokmesinin hangi tur bir zaruret ile aciklanabilecegini Ibrahim'e sordu, ardindan kemiklesmis magandaligin Avrupa Birligi'nde eriyemeyecegini ve bu yuzden Avrupa Halkinin Birlige girisi elinden geldigince sekteye ugratacagini ifade etti. Ibrahim Avrupa Birligi'nin pazar olarak Turkiye'ye ihtiyaci oldugunu acikladi, Ekrem boyle birsey icin Avrupa Birligi'ne alinmanin gerekmedigini buyurdu, mesele Turkiye'nin imaji idi, ve bu imaj hicbir egitimi olmayan cogunlugu isci Turk'lerin Avrupa'daki yasam tarzindan dolayi daha da kotulestigini dile getiriyordu, Ibrahim diger ulkelerin iscilerinin Turk'lerden asagi kalir yaninin olmadigini soylediyse de fark etmedi, tartismalar boyle pin pon topu gibi bir ordan bir burdan savrulurken ne olduysa araya baska konular girdi galiba birilerinin oyun sirasi gelmisti o yuzden tartisma o naktada kaldi..

KAN
Ulan oglum butun istedigim bir sarap sisesi acmakdi, simdiye kadar actigim butun siseler gayet rahatlikla aciliyordu. Iki saniyelik bir isdi. Bu sise nasil yapilmissa standardlarin disindaydi. Kenardan aliminyum kapagini keseyim dedim, meger celik gibi sertmis, bicak kaydi elime batti, Hadi akan kani durdurduktan sonra kenardan kesmeyi biraktim sisenin tepesinden delik acayim dedim, meger icinde mantar yokmus, bir kil kalinligindaki kapaktan iceri giren burgu ile delik acildi ama iceriden disariya cikan ne bir tipa vardi ne de benzer birsey, elimle kapagini cevirip acayim derken mih gibi yerinden oynamayan kapak kenardan avucumun icini kesti, bereket versin boylamasina degil enlemesine kesikti, fazla derin kesilmedi, az bir kan ile durumu idare ettim, sonra, Erden geldi, kalin bir havlu ile sisenin etrafini sarmalayip kapagi butun gucuyle cevirdi de ancak oylelikle kapak acilabildi ve herkes de muradina ermis oldu.

HUZUN
Bu Bric'i kac yillardir oynariz hemen her oyunun kendine has bir kisiligi vardir, O yuzden, oyunda acilislar, koz belirtmeler, ortagin elini okumalar falan hemen hepsi tamamen uyanik olmayi gerektirir. Arada kacirdigin bir sey oldu mu, olay corap sokugu gibi bir yerlerden acik verir ve bu islerin Sahi gelse, seni batmaktan kurtaramaz. Ustelik sarabin da etkisi ile kendinde cahilce bir cesaret duyarsan ve elindeki kozun degerini birden uce-dorde cikarirsan ele gune rezil olmakdan baska sansin da kalmaz.
Elimde iyi olduguna inandigim maca'lardan vardi, koz olarak onu belirtmisdim, hatta deklerasyon bir iki tur attiktan sonra elimdeki kozda israr ettim, karsi taraf pusu kurmus benim kozumu daha da yukseltmemi saglamak icin ortaya attiklari bloflerle deklerasyonun sonuna geldik, dort pik koz olarak bende kaldi, ustune bir de kontur vardi, isler benim hesap yanlisligindan tepe taklak gitti, ben oyunu cikmak soyle dursun, herhalde uc ya da dort batmistim, karsi tarafa dokuz yuz yazdirmistim. Hakli olarak Erden'in yuzunden dusen bin parcaydi, Tabii bu arada etrafda bir takim ugultular vardi, dalga dalga ustume geliyordu, kendi kendime icerlerken ikinci oyun baslamisti, ortagin eline yardimci olsun diye attigim kart Celal'in ortaya attigi tepki ile karsilasti, bu da sanki tetigi cekmeye yarayan bir sey oldu, aldim kartlari "Alin siz oynayin" der gibi masaya firlattim, oyun oynarken metrekareye bes kisi dusen bir ortamda nedense bu tur tepki getiren yorumlar cok oluyordu, bir anlik tepkim bana MGK'da firlatilan Anayasa kitaplarini hatirlatti, "ciddi ciddi" bir daha oynamamaya karar verdim, kendimce dusundugum oyunlarin aslinda cikmaz yol olusu iyice sinirime dokunuyordu, uc oyun cikiyorsam yedisinde batiriyordum, "yeter artik" bu isi bilen oynasin ben de kenardan bakarim dedim, hem boylece editorluk isini de olaylari kacirmadan iyi takip ederdim, Elbette bu anlik cikisim karsi tepkiyi de dogurdu, Anayasa kitabi bana geriye firlatildi mi orasini hatirlayamadim, galiba bu isi buyutmenin gereksizligi tartisildi, Bence kimi dinlesen hakliydi ama birileri daha fazla hakliydi. Bir kac dakika sonra oyuna isi buyutmemek icin tekrar katildim, Kartlar da iyi geldi elime, kazaya ugratmadan layikiyla ciktim, birkac dakikada isi bitirdik, sonrasinda da disariya cikip vatan kurtaranlara katildik.

MAHKEME
Tartisilsin diye ortaya bir konu atayim dedim; Orhan Pamuk bir kac gun once yani Nobel odullerinin dagiltilmasi bittikten sonra bir yerlerde bir aciklama yapmis ve Ermeniler konusunda soylediklerinin yanlis yansitildigini belirtmisti. Ben de bu konuda neler dusunuluyor deyip konuyu ortaya surdum. Celal, Orhan Pamuk'un Turk Ulusunu rencide edecek sekilde "bir milyon Ermeni Turkler tarafindan katledildi" diye bir soz soylemesinin affedilemiyecegini iddia etti, galiba hakliydi, Pamuk nobel oncesi reklamini yapmaya calisip Juri'nin gozune mi girmeye calisiyordu..! Sonra, Halim bu aciklamanin bir 'kelek' davranis oldugunu soyledi fakat sunu da ekledi; Turkiye'nin Pamuk hakkinda bir dava acmasi Turkiye'ye ne kazandirabilirdi..?! Cunku Avrupa'nin gozunde Turk devletinin bu davranisi Pamuk'un aciklamasindan daha fazla olumsuz hava yaratiyordu. Celal kendi gorusunde israr etti; Isvicre neden acaba Ermeni konusu diye birsey yoktur diyen Perincek icin karsi dava acmisti.. Turkiye'nin yaptigi bundan farkli degildi. Sonra birisi dediki Avustralya'da biri ciksa aboriginler yillar once katledildi dese hakkinda bir dava acilabilir miydi...?! Celal cavap verdi, tabii acilamaz dedi, aboriginlerin gucu neki, kim takar onlari dedi.. Velhasil "Artiz Pamuk" nobel oncesi ortaligi bulandirmisti simdi nobel sonrasi o camurlu suda kendine yol acmaya calisiyordu. Halim'in dedigi gibi yeni bir kitabini cikarincaya kadar ortaliktan kaybolur, belki bir sene sonra yeni kitabinin satisi oncesi tekrar ortaya cikar ve reklamini yapardi. Hemen herkesin ortak fikri Pamuk'un yazar olarak cok iyi bir yazar oldugu yonundeydi, fakat son aciklamalari biraz talihsiz bir durumdu. Bazilarimizca Turk milletine karsi ayip etmisti. Turk devleti dava acmakda hakliydi, bazilarimiz ise dava acmak yerine Orhan Pamuk'un iddialarina, ayri bir tezi savunan karsi iddialar ile cikilmasi gerektigiydi. Boylece Turkiye'nin imaji Avrupa'nin gozunde olumlu yere otururdu. Celal Avrupa'nin ucyuz yil gecmesine ragmen (Viyana kusatmasi) Turk'lerden hincini almak icin hala kin besledigini savundu, elli yil onceki Hitler Almanya'sini unuttular bizi unutmuyorlar dedi.

KAHRAMAN (Ordinaryus Tatlises)
Uy anamlar, ibrahim Tatlises bir universitede dersler vermeye davet edilmis. Buyuk cogunlugmuz icin bu sok edici bir haber oldu, Halim haric. Biz dedikki, yahu hadi anlariz, Ibrahim Tatlises gider bir Universiteye ve muzik piyasasi nedir, nasildir, ne dolaplar donuyordur ogrencilere bu konuda bir gunluk bir seminer - briefing konferans (ya da Turkcesi neyse) verir belki ama, kalkip da ders vermesi aklin alacagi sey degil, bu is bu kadar ucuzladi mi..? gerci ne dersi vermek icin cagrildigi belli degildi, kimse bilmiyordu, Herhalde muzik dersi vermek icin olamazdi, Tatlises nota nedir bilmezdi ama iyi kulagi vardi. Yoksa 10 saatde bir kadinin yuzu nasil dagitilir onu mu ogretecekti. Halim'e gore Tatlises plakcilik ve piyasasi uzerine ogrencilere faydali olabilirdi, yani hemen tu kaka demenin de bir alemi yoktu.
Bu is sonra dondu dolasti "universite"lerin kalitesine dayandi. Erden bir kara tahta ve bir tebesir ile universite acmanin varacagi nokta bu olur dedi. Universitelere reklam olsun gerisi onemli degildi. Universitelerden diplomali issizler cikarildigi tartisildi, kasaplik yapan iktisat fakultesi mezunlari ve bankada is bulan kiya muhendisleri konusuldu. Sonra Ekrem, "abi bunlari gordukten sonra Turkiye'nin nesi kalkiniyor diye savunabilirizki" dedi. Sessizlik vardi, herhalde cogumuz ayni fikirdeydi...

KOTU ADAM
Pekiy bu Saddam'in sonu ne olacak diye sordu Celal. Halim'in cevabi kisa ve net oldu: asarlar Saddam'i.
Irak'in gelecegi ne olacakti, o henuz bulanik bir durumdu. Amerika istedigi gibi borusunu otturebiliyordu. Guclu isen kendi kuralini baskalarina dikte ettiren sen olurdun. Bu taa dunya kuruldugundan beri boyle gelmis boyle gitmisti. Acaba Osmanli Viyana'da durdurulmasa ne gibi degisiklikler olurdu..!? Ama iste ne oluyorsa baska turlu olamadigi icin oluyordu. Fazla kafa yormaya da gerek yoktu.
Iste boylece konularin bazilari tekrar tekrar tartisildi, hatta bazen icerde tartisildiysa bazen de disarda masa etrafinda tartisildi. Galiba gorus belirtmeyen kalmamisti, gecenin ikisi olmustu. Herkese eyvallah deyip evlere dogru yollandik.

CumaBric Editoru
 
OYUNLARDAN "ENSTANTENELER"
TAKIMLAR Listesi
1. TAKIM: Faruk - Tonguc
2. TAKIM: Halim - Mehmet
3. TAKIM: Erden - Turker
4. TAKIM: Guven - Ibrahim

 
Gecenin ilk oyunu



















Disarida Ekrem Turkiye Macerasini anlatirken



















Henuz isin basindayiz, hele bir kozlar soylenip oyun baslasinda...















Tatlises'den ogretim uyesi....



















Allah'im ne gunahimiz vardi yarabbim... Bize bu gunleri gosterdin...


















Hadi hep birlikte dua edelim... Beterin de beteri vardir... Allah en beterinden saklasin... Amiiiiiinnnnn.















Celal Mehmet'i isaret ediyorsa iyiye alamet degildir bu...



















Tatlises'in hocaliginin neresini savunabilirsiniz ki... soyleyin bana...



















Tatlises'in en fazla yapacagi sey ogrencilere sahnede nasil horon tepilecegini gostermek olur herhalde.















bes puanla yapacak birsey olamaz....















Tonguc her karti toplamis, silem cikacak ani kolluyor...



















Himmmm,,, Tepe taklak oyunu batirdigim an...















Tartismali terk-i oyun ani...



















Faruk oyunun gerekleri konusunda bana aciklamalarda bulunurken



















Blahhh... Blahhhhh Blahhhhh..



















SKOR TABELASI

0 comments:

Post a Comment

 
Copyright © 2013. CUMA BRIC FORUM - Bu sitede yayinlanan hikayeler kopyalanamaz ve baska bir yerde izinsiz basilamaz.