Artiz PAMUK ve Ordinaryus TATLISES -
Bir Yesilcam Filmi
Farukgiller'in
konagina vardigimda bizim grubun hemen hemen hepsi zaten coktan
varmisti bile. Hos geldin bes gittin faslindan sonra kartlarin cekilmesi
yapildi, ortaklar birbirini buldu, bazisi sevindi digerleri kaygilandi,
ilk grub oyunlara vakit gecirmeden basladi, digerleri disarida masa
basinda tahmin edeceginiz uzere vatan kurtarma operasyonuna basladi.
Bu gecenin malzemesi bol oldu. Icinde, Ask vardi, macera vardi,
kan vardi, huzun vardi, mahkeme vardi, kotu adam vardi, kahraman vardi.
Hepsini bi araya getirince baktimki gorunen tam bir yesilcam filmiydi.
Gosterilse gise rekorlari kirabilirdi. Butun 'baba' aktorler icindeydi.
Gerilim ve heyecanin en iyi yansitildigi bir kareler serisiydi. Kurtlar
Vadisi'nden daha fazla suksesi olabilirdi. Yarattigi toplumsal dalga ile
nesiller boyu sozu edilirdi.
Simdi lafi uzatmayayim... Buyrun ben anlatayim, siz de olaylari gozunuzde canlandirin.
ASK
Bu ask, asklarin en buyugu. Bu ask Vatan Aski. Millet ve Turk'luk
aski. Eski guc ve buyukluge yeniden kavusabilmenin hasreti, sevdasi.
Fena halde yurek yakan bir ask bu. Cunku, karsiliksiz bir ask. Sevsek de
yersek de Onsuz yapamayacagimiz huzunle dolu icden ice bizi kemirip
bitiren bir ask. Uzandikca bizden kacan, olmadik yerde karsimiza cikip
cilveleriyle umitlendiren, kiskandiran, beynimize saplanmis bir ask.
Onun layik oldugu en iyiyi biz biliyorduk, en guzelini biz sagliyorduk,
en olurunu biz yapiyorduk, Bizden baskasi onu anlayamazdi, Onun yolu
bizim isaret ettigimiz yoldu. Onu bizden baska kimse bukadar cok
sevemezdi.
iste bu tur bir ask ile dolu olan bizler asagida aktardigim durumlar ile gecenin akisini da belirlemis olduk.
MACERA
Ekrem Turkiye'den yeni donmusdu. Iki aya yakin Turkiye'deydi.
Antalya basta olmak uzere bir cok ili gezmisti. Gordukleri ve
yasadiklari onu memnun etmemisti. Bagkur ile olan iliskisinin on yil
once kesildigini ispatlayabilmek icin ortaya doktugu evrak ve dokuman
yeterli olmasina ragmen bazilarini buna bir turlu inandiramamisti. En
sonunda "bu is kaca kapanir buyrun pazarlik edelim" tekliflerine boyun
egmisdi. Tam bir hafta boyunca bir daireden digerine dolanip durmasi tam
bir maceraydi Ekrem icin. Sonunda 50 YTL'ye isi baglamisti. Gerci
sonunda devlet ona borclu ciktiysa da devlete duydugu ask ile onu da
devlete bagislamisti. Parada hic gozu yoktu. Yeter ki bu iskence biran
once bitsin diyordu. "Seni uzaktan sevmek asklarin en guzeli" sarkisini
mirildanarak donus ucagina binmisti. Bu ne bicim kalkinma deyip
sevdigine sitem ediyordu. Insanlarin yillar yili ayni aliskanliklar
icinde kisir dongu yarattigini soyluyor ve bu gidisle iki arpa boyu yol
alinamaz diyordu, Ibrahim olayin arkasinda yatan nedenlere filozofca
yaklasmaya calisti ama Ekrem bunlari benim kulahima anlat dedi, ben
gorup yasadiklarimi aktariyorum, teori yapmiyorum dedi, Bu insanlar
Avrupa Birligi'nde hic bir varlik gosteremez dedi, tembellik ile kim ne
basarmis ki dedi, Ibrahim meselenin tembellik degil icinde yasanilan
zaruretler oldugunu dile getirdi, Ekrem dortyuz bin dolarlik apartmanda
oturan birinin ictigi cayi balkondan asagi dokmesinin hangi tur bir
zaruret ile aciklanabilecegini Ibrahim'e sordu, ardindan kemiklesmis
magandaligin Avrupa Birligi'nde eriyemeyecegini ve bu yuzden Avrupa
Halkinin Birlige girisi elinden geldigince sekteye ugratacagini ifade
etti. Ibrahim Avrupa Birligi'nin pazar olarak Turkiye'ye ihtiyaci
oldugunu acikladi, Ekrem boyle birsey icin Avrupa Birligi'ne alinmanin
gerekmedigini buyurdu, mesele Turkiye'nin imaji idi, ve bu imaj hicbir
egitimi olmayan cogunlugu isci Turk'lerin Avrupa'daki yasam tarzindan
dolayi daha da kotulestigini dile getiriyordu, Ibrahim diger ulkelerin
iscilerinin Turk'lerden asagi kalir yaninin olmadigini soylediyse de
fark etmedi, tartismalar boyle pin pon topu gibi bir ordan bir burdan
savrulurken ne olduysa araya baska konular girdi galiba birilerinin oyun
sirasi gelmisti o yuzden tartisma o naktada kaldi..
KAN
Ulan oglum butun istedigim bir sarap sisesi acmakdi, simdiye kadar
actigim butun siseler gayet rahatlikla aciliyordu. Iki saniyelik bir
isdi. Bu sise nasil yapilmissa standardlarin disindaydi. Kenardan
aliminyum kapagini keseyim dedim, meger celik gibi sertmis, bicak kaydi
elime batti, Hadi akan kani durdurduktan sonra kenardan kesmeyi biraktim
sisenin tepesinden delik acayim dedim, meger icinde mantar yokmus, bir
kil kalinligindaki kapaktan iceri giren burgu ile delik acildi ama
iceriden disariya cikan ne bir tipa vardi ne de benzer birsey, elimle
kapagini cevirip acayim derken mih gibi yerinden oynamayan kapak
kenardan avucumun icini kesti, bereket versin boylamasina degil
enlemesine kesikti, fazla derin kesilmedi, az bir kan ile durumu idare
ettim, sonra, Erden geldi, kalin bir havlu ile sisenin etrafini
sarmalayip kapagi butun gucuyle cevirdi de ancak oylelikle kapak
acilabildi ve herkes de muradina ermis oldu.
HUZUN
Bu Bric'i kac yillardir oynariz hemen her oyunun kendine has bir
kisiligi vardir, O yuzden, oyunda acilislar, koz belirtmeler, ortagin
elini okumalar falan hemen hepsi tamamen uyanik olmayi gerektirir. Arada
kacirdigin bir sey oldu mu, olay corap sokugu gibi bir yerlerden acik
verir ve bu islerin Sahi gelse, seni batmaktan kurtaramaz. Ustelik
sarabin da etkisi ile kendinde cahilce bir cesaret duyarsan ve elindeki
kozun degerini birden uce-dorde cikarirsan ele gune rezil olmakdan baska
sansin da kalmaz.
Elimde iyi olduguna inandigim maca'lardan vardi, koz olarak onu
belirtmisdim, hatta deklerasyon bir iki tur attiktan sonra elimdeki
kozda israr ettim, karsi taraf pusu kurmus benim kozumu daha da
yukseltmemi saglamak icin ortaya attiklari bloflerle deklerasyonun
sonuna geldik, dort pik koz olarak bende kaldi, ustune bir de kontur
vardi, isler benim hesap yanlisligindan tepe taklak gitti, ben oyunu
cikmak soyle dursun, herhalde uc ya da dort batmistim, karsi tarafa
dokuz yuz yazdirmistim. Hakli olarak Erden'in yuzunden dusen bin
parcaydi, Tabii bu arada etrafda bir takim ugultular vardi, dalga dalga
ustume geliyordu, kendi kendime icerlerken ikinci oyun baslamisti,
ortagin eline yardimci olsun diye attigim kart Celal'in ortaya attigi
tepki ile karsilasti, bu da sanki tetigi cekmeye yarayan bir sey oldu,
aldim kartlari "Alin siz oynayin" der gibi masaya firlattim, oyun
oynarken metrekareye bes kisi dusen bir ortamda nedense bu tur tepki
getiren yorumlar cok oluyordu, bir anlik tepkim bana MGK'da firlatilan
Anayasa kitaplarini hatirlatti, "ciddi ciddi" bir daha oynamamaya karar
verdim, kendimce dusundugum oyunlarin aslinda cikmaz yol olusu iyice
sinirime dokunuyordu, uc oyun cikiyorsam yedisinde batiriyordum, "yeter
artik" bu isi bilen oynasin ben de kenardan bakarim dedim, hem boylece
editorluk isini de olaylari kacirmadan iyi takip ederdim, Elbette bu
anlik cikisim karsi tepkiyi de dogurdu, Anayasa kitabi bana geriye
firlatildi mi orasini hatirlayamadim, galiba bu isi buyutmenin
gereksizligi tartisildi, Bence kimi dinlesen hakliydi ama birileri daha
fazla hakliydi. Bir kac dakika sonra oyuna isi buyutmemek icin tekrar
katildim, Kartlar da iyi geldi elime, kazaya ugratmadan layikiyla
ciktim, birkac dakikada isi bitirdik, sonrasinda da disariya cikip vatan
kurtaranlara katildik.
MAHKEME
Tartisilsin diye ortaya bir konu atayim dedim; Orhan Pamuk bir kac
gun once yani Nobel odullerinin dagiltilmasi bittikten sonra bir
yerlerde bir aciklama yapmis ve Ermeniler konusunda soylediklerinin
yanlis yansitildigini belirtmisti. Ben de bu konuda neler dusunuluyor
deyip konuyu ortaya surdum. Celal, Orhan Pamuk'un Turk Ulusunu rencide
edecek sekilde "bir milyon Ermeni Turkler tarafindan katledildi" diye
bir soz soylemesinin affedilemiyecegini iddia etti, galiba hakliydi,
Pamuk nobel oncesi reklamini yapmaya calisip Juri'nin gozune mi girmeye
calisiyordu..! Sonra, Halim bu aciklamanin bir 'kelek' davranis
oldugunu soyledi fakat sunu da ekledi; Turkiye'nin Pamuk hakkinda bir
dava acmasi Turkiye'ye ne kazandirabilirdi..?! Cunku Avrupa'nin gozunde
Turk devletinin bu davranisi Pamuk'un aciklamasindan daha fazla olumsuz
hava yaratiyordu. Celal kendi gorusunde israr etti; Isvicre neden acaba
Ermeni konusu diye birsey yoktur diyen Perincek icin karsi dava
acmisti.. Turkiye'nin yaptigi bundan farkli degildi. Sonra birisi dediki
Avustralya'da biri ciksa aboriginler yillar once katledildi dese
hakkinda bir dava acilabilir miydi...?! Celal cavap verdi, tabii
acilamaz dedi, aboriginlerin gucu neki, kim takar onlari dedi.. Velhasil
"Artiz Pamuk" nobel oncesi ortaligi bulandirmisti simdi nobel sonrasi o
camurlu suda kendine yol acmaya calisiyordu. Halim'in dedigi gibi yeni
bir kitabini cikarincaya kadar ortaliktan kaybolur, belki bir sene sonra
yeni kitabinin satisi oncesi tekrar ortaya cikar ve reklamini yapardi.
Hemen herkesin ortak fikri Pamuk'un yazar olarak cok iyi bir yazar
oldugu yonundeydi, fakat son aciklamalari biraz talihsiz bir durumdu.
Bazilarimizca Turk milletine karsi ayip etmisti. Turk devleti dava
acmakda hakliydi, bazilarimiz ise dava acmak yerine Orhan Pamuk'un
iddialarina, ayri bir tezi savunan karsi iddialar ile cikilmasi
gerektigiydi. Boylece Turkiye'nin imaji Avrupa'nin gozunde olumlu yere
otururdu. Celal Avrupa'nin ucyuz yil gecmesine ragmen (Viyana kusatmasi)
Turk'lerden hincini almak icin hala kin besledigini savundu, elli yil
onceki Hitler Almanya'sini unuttular bizi unutmuyorlar dedi.
KAHRAMAN (Ordinaryus Tatlises)
Uy anamlar, ibrahim Tatlises bir universitede dersler vermeye davet
edilmis. Buyuk cogunlugmuz icin bu sok edici bir haber oldu, Halim
haric. Biz dedikki, yahu hadi anlariz, Ibrahim Tatlises gider bir
Universiteye ve muzik piyasasi nedir, nasildir, ne dolaplar donuyordur
ogrencilere bu konuda bir gunluk bir seminer - briefing konferans (ya da
Turkcesi neyse) verir belki ama, kalkip da ders vermesi aklin alacagi
sey degil, bu is bu kadar ucuzladi mi..? gerci ne dersi vermek icin
cagrildigi belli degildi, kimse bilmiyordu, Herhalde muzik dersi vermek
icin olamazdi, Tatlises nota nedir bilmezdi ama iyi kulagi vardi. Yoksa
10 saatde bir kadinin yuzu nasil dagitilir onu mu ogretecekti. Halim'e
gore Tatlises plakcilik ve piyasasi uzerine ogrencilere faydali
olabilirdi, yani hemen tu kaka demenin de bir alemi yoktu.
Bu is sonra dondu dolasti "universite"lerin kalitesine dayandi.
Erden bir kara tahta ve bir tebesir ile universite acmanin varacagi
nokta bu olur dedi. Universitelere reklam olsun gerisi onemli degildi.
Universitelerden diplomali issizler cikarildigi tartisildi, kasaplik
yapan iktisat fakultesi mezunlari ve bankada is bulan kiya muhendisleri
konusuldu. Sonra Ekrem, "abi bunlari gordukten sonra Turkiye'nin nesi
kalkiniyor diye savunabilirizki" dedi. Sessizlik vardi, herhalde cogumuz
ayni fikirdeydi...
KOTU ADAM
Pekiy bu Saddam'in sonu ne olacak diye sordu Celal. Halim'in cevabi kisa ve net oldu: asarlar Saddam'i.
Irak'in gelecegi ne olacakti, o henuz bulanik bir durumdu.
Amerika istedigi gibi borusunu otturebiliyordu. Guclu isen kendi
kuralini baskalarina dikte ettiren sen olurdun. Bu taa dunya
kuruldugundan beri boyle gelmis boyle gitmisti. Acaba Osmanli Viyana'da
durdurulmasa ne gibi degisiklikler olurdu..!? Ama iste ne oluyorsa baska
turlu olamadigi icin oluyordu. Fazla kafa yormaya da gerek yoktu.
Iste boylece konularin bazilari tekrar tekrar tartisildi, hatta
bazen icerde tartisildiysa bazen de disarda masa etrafinda tartisildi.
Galiba gorus belirtmeyen kalmamisti, gecenin ikisi olmustu. Herkese
eyvallah deyip evlere dogru yollandik.
CumaBric Editoru
OYUNLARDAN "ENSTANTENELER"
TAKIMLAR Listesi
1. TAKIM: Faruk - Tonguc
2. TAKIM: Halim - Mehmet
3. TAKIM: Erden - Turker
4. TAKIM: Guven - Ibrahim
Gecenin ilk oyunu
Disarida Ekrem Turkiye Macerasini anlatirken
Henuz isin basindayiz, hele bir kozlar soylenip oyun baslasinda...
Tatlises'den ogretim uyesi....
Allah'im ne gunahimiz vardi yarabbim... Bize bu gunleri gosterdin...
Hadi hep birlikte dua edelim... Beterin de beteri vardir... Allah en beterinden saklasin... Amiiiiiinnnnn.
Celal Mehmet'i isaret ediyorsa iyiye alamet degildir bu...
Tatlises'in hocaliginin neresini savunabilirsiniz ki... soyleyin bana...
Tatlises'in en fazla yapacagi sey ogrencilere sahnede nasil horon tepilecegini gostermek olur herhalde.
bes puanla yapacak birsey olamaz....
Tonguc her karti toplamis, silem cikacak ani kolluyor...
Himmmm,,, Tepe taklak oyunu batirdigim an...
Tartismali terk-i oyun ani...
Faruk oyunun gerekleri konusunda bana aciklamalarda bulunurken
Blahhh... Blahhhhh Blahhhhh..
SKOR TABELASI
0 comments:
Post a Comment