Home » » 26 Agustos 2005 CumaBric Gecesi

26 Agustos 2005 CumaBric Gecesi

AHESDE ÇEKTIK KUREKLERI MEHTAP UYANMADI
 
Geride biraktigimiz son iki hafta CumaBric icin hareketli gunlerle doluydu. Dikkate deger en onemli olay internet sitemizin bastan sona yeni bir gorunum ve icerik ile okurlarina merhaba demesiydi. Ilk yayinimiz Mayis ayinda olmustu. Ogunden bu zamana CumaBric'in internet sayfa duzeni MS-Word kullanarak yapilmisti. Tabii bunu itiraf etmek, Unix ve Linux gibi uygulamalarin gediklisi ve "uzmani" bendeniz icin cok aci birseydi.. Fakat ne yapalim, "zararin neresinden donulurse kardir" deyip, profesyonal yazilimlardan birini kullandim ve bu ise gereken zamani da yaratip CumaBric icin yeni internet sayfa duzenini kurdum (dikkat burada yanlis bir Turkce kullanarak "..kurmus oldum" demiyorum, "kurdum" diyorum.. Aynen dikkatinize sunarim, boylece taklitlerimizden sakinirsiniz).


MS-Word ile yaratilan internet sayfasi cok hantal oluyordu, yavas yavas 'download' ile sorun yaratiyordu, Fotograflarin renk kalitesinde dusme oluyordu. Bende de tansiyon artiriyordu, geceleri uykumu kacirtiyordu, iki satir degisiklik icin iki saatima mal oluyordu.. Anliyacaginiz, iskenceye son dedik, zincirlerimizi kirdik, hem de en iyisini yaptik ve 17 Agustos tarihinden baslayarak, yeni sayfa duzenlerini MS-Word'suz bir oratama attik. Artik MS-Word degil, internetden bedava indirdigimiz profesyonel bir yazilim olan Mambo kullanmaya basladik. Eski sayilari bilenler icin bu degisiklik buyuk... Kocaman... Felaket denecek sekilde modern ve de gicir gicir fiyakali... Hani, bu degisikligi bir koylu amcama anlatmaya kalksaydim herhalde sunu derdim: "Satilmis amcaaa, biz evvelden essegin ustunde gediyordug gedecemiz yere... simdiyse, artik essegden indig, Gadillag' a biner oldug, Bu Gadillag hem rahatlig veriy, hem de, gorenler sasginliglarindan goccug dillerini yutiy..! Darisi senin de basina agamm..!"
Iste bu duygu ve dusuncelerle Cuma aksami Farukgiller konaginda toplandik. Uzun bir zaman yeni sitenin sahip oldugu ozellikler uzerine konustuk. Kerkes durumdan memnundu. Getirdigi olanaklar sonsuzdu. Herkesin bir kosesi olacakti, yazilarini yayinlanacakti, tatile cikanlar yayinina ara verecekti, birinin A dedigine oburu B diyecekti, fena halde dinamizm ve renklilik ortaligi kaplayacakti, tabii bu is ancak uye olanlara acikti, siteye uyelik kaydi yapmak bedavaydi ama kabul edilmesi torpile bagliydi, hersey iyi niyetle orantiliydi, aynen "KAR" romaninda defalarca dendigi gibi "Goreceksin, hersey cok guzel olacak" di. Bu arada Ekrem kendi sansizligina durup durup icerledi, gecen toplantida yedigimiz ictigimiz sergilendi ya,,, Ekrem onlari gordukce hop oturdu hop kalkti, biz anlattikca o derdinden "Ah Ulan... Ahh" cekti. Halbuki, aksine bu aksam hic de bir olaganustuluk yoktu, hersey oldukca siradandi, sakin sakin herkes oyunlarini oynadi, oyunlar kisa zamanda tamamlandi, Faruk-Turker ikilisi bir kere 5 karo oynayabildi, sonra durmadan gelene gecene "pass" dedi, Ibrahim-Celal-Mehmet ortakligi onune geleni silindir gibi ezdi gecti, oyunlar oylesine sakin sakin oynandi ki, hatirda bir sey kalmadi, Galiba Erden-Tonguc ikilisi 3 sanzatu ile ilk oyunda hemen zon baglamisdi fakat bu basari pek yanki yapmamisti. Herkes kendi laflamasini yapiyordu. Guven cok mesguldu, PC'si DVD ile muzik calamiyordu, biz teknik yardim paketini sununcaya kadar, Mehmet coktan imdadina yetismisti, Mehmet universitede madenciydi fakat, yere yakin duran PC'lerden de cok iyi anlardi, hani biz ondan "Micro$oft isleri Bakani" diye bahsetsek abartma olmazdi, buyuklugunu gostermisti ve PC'nin DVD'sini tekrar calisir hale getirmisti, Sonra ben getirdigim Linux CD'leri kullanarak arkadaslara Linux nedir, nasil calisir, farki nedir... bu konular uzerine detayli bilgiler verdim. Faruk, Ekrem, Ibrahim olldukca ilgilendiler, sorular sorup detaylara girdiler... Halim ve Celal pek onemsemediler, Linux'un faydasi Afrika'dan oteye gecmez dediler, PC'de komut yazmak da neymis biz oyle sey bilmeyiz dediler. Belli, Windows geregini yapmisdi; bir guzel, gozlerini boyamisti. Bilmiyorlardi ki, kaybedecekleri, zincirlerinden baska birsey olamazdi. Ben fazla ustelemedim, her ikisini de Allah'a havale ettim. Boylece, gorevini yapmis bir Linux'cu olarak ici huzur dolu sekilde anlatacaklarimi anlattim, getirdigim CD'leri ilgilenenlere verdim. Sonra disari bahceye ciktik, cesitli konular uzerine lafladik, Mars'dan bahsettik, Mars'da suyun olup olmadigina dair bildiklerimizi, okuduklarimizi ilettik, Sonra Celal bize katildi, bosverin bu isleri dedi, ortada memleket dururken Mars'i kurtarmanin lafi mi olur dedi, biryerlerden bulup da internet sayfalarimiza aktardigi yazinin yorumunu yapti, hepimizin vardigi genel kani yazinin biraz olaylari abarttigi seklindeydi, Sonra Turkcenin yozlasmasi konu edildi, bir dolu ornekler verildi, cahili iki kelimeyi bir araya getirmekden acizdi, okumusu iki kelimenin arasinda Ingilizce eklemeyi huner olarak goruyordu, hatta Ekrem bunu konu alan bir yazi bulmus ve Internet sayfamiza yollamisti. Turkcenin yozlasmasi hizla yol aliyordu, buna dur demek nasil olabilirdi..!? Erden, dusunmesini bilen insanlar yaratamadikdan sonra bir ulke her turlu felakete gebedir dedi, Aklina gelmeyecek bir dolu olay herkesin gozu onunde olur biter, ne oldugunu bile anlayamazsin dedi, etrafdaki komsu ulkelerden ornekler verdi, soyledikleriyle bizce de hakliydi. Avustralya'daki egitim sisteminde ozellikle ilkokuldan itibaren cocuklarin cesitli projeler yaparak, konulari arastirip, ogrenmeleri uzerine kurulmus egitim sistemi cok guzel isliyordu. Sorgulayan, arastiran kafalar ulkenin gelecegiydi, Turkiye bu konuya daha fazla onem vermeliydi, aksi halde ortaya komik durumlar cikardi. Bulent Ersoy tek basina koca bir hafta boyunca nasil olup da gundemin ana maddesi oluyordu, hayret edilecek birseydi...

Geriye fazla da anlatacak bir sey olmadi, dedigim gibi geceye derin bir sakinlik hakim olmusdu. Bazilarimiz Turkiye'de bir tatil yapma planindaydi, O yuzden gelecek oyunlara biraz ara verilecekdi. Bu belki bir ay olurdu. Biz de yola cikacaklara Gule Gule gidin, Gule Gule gelin dedik, sakin ve yavas, evlerimize dogru dagildik.

CumaBric Editoru

 
OYUNLARDAN GORUNTULER
 
TAKIMLAR Listesi
1. TAKIM: Erden - Tonguc
2. TAKIM: Faruk - Turker
3. TAKIM: Halim - Guven
4. TAKIM: Ibrahim - Mehmet (+A.Celal)
 
Erden-Tonguc ekibi Ya Bismillah deyip 3 sanzatu ile siftah yaparlarken



Bizde ne puan var, ne renkli var... Yapacak fazla bir sey yok















Erden'ler bizden aldiklari +9 puani aynen hayrini goremeden Halim'in ekibine hediye ederlerken goruluyor



















Ekrem, Kacirdin agbi... Buyuk bir tantanaydi ve, kacirdin... Yazik.. Cok yazik...



















Bu bahcenin bir benzerinin de Babil'de oldugu soylenir, bunu da bilin yani...


















Guven, "yapacak birseyiniz yok... iki fazlasina verin" derken...















Oyle de... Sen gene de oyna... Bakarsin seytan doldurur... Neme lazim...



















Uy Anamlar... Ibrahim'lere karsi oyun actigimizi unutmusum... Sakinlikten olmali...



















Ah bir ataasss veerrrrr.... Cigaramiiiiii, Yaaakaaaayyiimmmmmmmm....



















Cig Kofte isleri Bakanisi Oymen, Turkiye'de incelemelerde bulunmak uzere Avustralya'dan ayrilmazdan az once



















Efendim, bu fotograf size birsey ifade ediyor mu..? Yoksa Celal coktan oyunun batarini buldu mu..?



















Dedigim gibi, Mehmet madencidir ama, Yere yakin PC'lerden de iyi anlar....



















Bu arada Guven DVD'sini yeniden calistirdi ya... Linux'u coktan unuttu bile...



















SKOR TABELASI

0 comments:

Post a Comment

 
Copyright © 2013. CUMA BRIC FORUM - Bu sitede yayinlanan hikayeler kopyalanamaz ve baska bir yerde izinsiz basilamaz.