Bu pek komplo teorisine benzemiyor.
Dun gece ogrendigim ve bana cok ilginc gelen bir hikayeyi sizlerle paylasmak istedim.
Dun gece SBS televizyon kanalinda (Avustralya'daki iki devlet televizyon kanalindan biri), Fransiz yapimi "Kill the Messenger" diye bir belgesel seyrettim. ABDde yasayan Turk asilli Sibel Edmonds adli bir kadinin basina gelenleri anlatiyordu. Belgesel Fransa'da Eylul 2006'da yapilmis. O sirada ben Istanbul'da idim ama Turkiye'ye hic yansimadi ya da ben duymadim.
Belgeselde anlatildigina gore, Sibel Hanim Azeri asilli ama Turkiye'de yasamis ve sonra ABD'ye goc etmis ve orda evlenmis bir Turk. Turkce, Acemce ve Ingilizceyi cok iyi konustugu icin FBI 'da cevirmen olarak is bulmasi zor olmuyor.
Bu iste iken Turkiye Cumhuriyeti, Israil, Pakistan ve ABD ust duzey yetkililerinin icinde oldugu silah, eroin ve nukleer teknoloji kacakciligi ile ilgili bir takim olaylara cevirmen olarak taraf oluyor. Amerika'daki ATC (American-Turkish Council) de bunun icinde gozukuyor ama asagidaki paragrafta goreceginiz nedenlerle Sibel ayrintilar hakkinda bir sey soyleyemiyor.
Bu olaylara karsi, Sibel, FBI ve Adalet Bakanligindaki amirlerinin tutumundan rahatsiz olup daha ustlerine sikayet ediyor. O zaman onu isten atiyorlar. Tazminat icin mahkemeye basvuruyor. Adalet Bakanligi ABD 'de ne zamandir hic kullanilmayan "Devlet Sirri" gerekcesi kullanarak Sibel'i konusmaktan men ediyor. Isten atilma tazminati icin basvurdugu mahkemelerde bile durusma baslamadan once Adalet Bakanligindan memurlar gelip once herkesi disari atip hakimlerle gizli bir oturum istiyorlar. Herkes (Sibel ve avukatlari da dahil) disari atiliyor. Adalet Bakanliginin memurlari bu gizli oturumda hakinler ne anlatiyorlarsa, mahkeme tekrar basladiginda hakimler davanin dusmesi karar veriyorlar.
Ne kadar enteresan degil mi. Wikipedia'da baktim bu sabah. "Sibel Edmonds" adina ozel bir girdi var. Isteyen daha fazlasini oradan bulabilir:
http://en.wikipedia.org/wiki/Sibel_Edmonds
0 comments:
Post a Comment