Beni bende demen, ben bende değülem,
Bir acayip kafa karışıklığı vardır bende, benden içerü
Bir acayip kafa karışıklığı vardır bende, benden içerü
Bu
haftanın hikayesinde kendimi kısa metrajlı filmde görür gibiyim.
Filmde şimdiki ve geçmiş anı, gelecek zamanda yaşıyorum. Yaşadıklarımı
anlatırken, yarından bugüne bakıyorum.
Brisbane’dan kilometrelerce uzakta, Lismore şehrine doğru yol alıyorum.
öğle saatleri, ofisden ayrılalı 1 saati bulmuş . Kurşun koyusu
bulutların, yağmur damlalarını tıpkı birer kırbaç darbeleri gibi
camlarına indirdiği arabamda, 120 kilometre hızla gitmenin tadına
erişiyorum. Dört şeritli otobanda, saatlerce böyle sürüyorum arabamı.
Düşünmekle, seyretmek arasında zikzaklar çiziyorum.
Yolum uzun ve bitmesin istiyorum. Asfaltın arsızca, ikiye
ayırdığı yeşil koruluğun iki ucundaki agaçlar, sanki tekrar birbirlerine
kavuşmak ister gibi, üzerimden taşarcasına, dallarını savurup
duruyorlar. Arasıra, rüzgarda uçuşan yapraklar, yunus balıkları gibi
önümde benimle yarışa tutuşuyorlar.